1 yıl önce bugün, eşime "artık kitabımı yazmaya başlamak istiyorum" demiştim.
Her zamanki akılcı ve çözüm üreten küçük gri hücreleri devreye girdi ve bana "neden önce blog yazmakla başlamıyorsun?" dedi.
"Blog mu?"
"Evet, blog. Orada paylaşırsın öncelikle kaleminden dökülenleri"
"Ama ben anlamam ki bu blog işlerinden, bu teknolojik aletlerle seviyeli bir ilişkim var benim"
"Sen başla, hepsi olur zamanla" dedi, sürekli gülen gözlerle bakan ve hayran olduğum adam...
İlk yazımı yazmak için klavyenin başına geçtiğimde, sanki kocaman bir konser salonunda izleyicilerin karşısına atılıvermişim gibiydi, eteklerimi yanlardan çekiştirirken bir türlü ilk kelimeyi bulamayıp korkudan ağlamak üzere olan bir kız çocuğu gibi...
İlk takipçim cafenohuttu, sanki ilk alkış ondan gelmişti :)
Bana şans getirdi...
O ilk alkış sesinin desteğiyle yeni yazılar geldi peşisıra...
Sonra Deniz ile tanıştırmak istedim sizleri...
Deniz size kendini anlattıkça hafifledi. Yüklerini paylaştı, gülümsedi...
Sizlere de sevgilerini göndermemi istedi :)
Geçen bir yılın ardından, blog yazarı arkadaşlarımdan öyle dostluklarım oldu ki, hepsi benim için çok kıymetli ve özel...
Kitabımın yazım aşamasının her anında herbirinizin o kadar büyük emeği var ki...
Yorumlarıyla bloğumu destekleyen dostlarım, okumak için çaya gelen misafirlerim, her biriniz benim kahramanlarımsınız...
Teşekkür ederim;
Biricik aşkıma,
Aileme,
Dostlarıma,
Her an yanımda hissettiğim blog yazarı arkadaşlarıma...
Hayat başladıysa benim için 43 yıl önce, tutamam, durduramam, yok sayamam...
Ancak kocaman sarılabilirim kollarımı açarak, bir zamanlar amansız bir düşman ama yıllar sonra dost olabildiğim hayata...
Ben ve yakın dostum hayat, biz hep burada olacağız. Her daim sıcak ve taze demli çayımız, iki lafın belini kırdığımız dostluklarımız...
Bu ne büyük bir zenginliktir... Taze çayım, dostlarım, kelimelerim...
Dilerim ki, "Sevgilerimle... Heyyfi..." diye biten yazılarım için, kelimelerim, çayım ve dostlarım daim olsun...
Sevgilerimle...
Heyyfi...
- Posted using BlogPress from my iPad