- Acele et canım, randevumuza geç kalmayalım.
Genç kadının ağlamaktan kızarmış ve kızgın bakan gözleri, kocasına doğru yöneldi.
- Geç kalmak umurumda bile değil, istiyorsan sen kendin git. Hem doktorun ne söylediği artık beni ilgilendirmiyor.
Adam şefkatle karısının gözlerine baktı. Güçlü elleriyle, sanki dünyanın en değerli hazinesini tutuyormuş gibi karısının yüzünü kavradı.
- Neler hissettiğini belki hiç bir zaman tam olarak anlayamayacağım, ne kadar acı çektiğini, yüreğinin ne kadar yorulduğunu... Ama bu randevuya gitmeliyiz. Bu kontrol sağlığın için çok önemli.
- Artık kabul edelim, benim çocuğum olmuyor ve hiç bir zaman da olmayacak. Artık başka bir tedavi istemiyorum. Artık o iğneleri vücuduma batırmak istemiyorum...
- Senin istemediğin hiçbir şeyi yapmayacağız canım. Çocuğumuzun olmaması da ayrıca dünyanın sonu değil. Benim için sadece sen önemlisin. Şimdi gidelim ve doktorun bize söyleyeceklerini öğrenelim. Sonra sinemaya gideriz ne dersin?
Eğilip karısının gözyaşlarını sildi adam. Kadın biraz daha rahatlamış gibi görünse de, yüreğinin tam orta yerine yerleşen kocaman bir boşluk hissinin hep onunla yaşayacağını biliyordu.
Doktorun odasına girdiklerinde, sonu yine hayal kırıklığıyla biten tedavi boyunca gördükleri o babacan bakışlarla tekrar karşılaşmışlardı.
- Gel bakalım güzel kızım, otur şöyle, biraz konuşalım...
- Konuşacak pek birşey yok aslında Ekrem bey, durum ortada. Sanırım artık kabul etmem gerek, ben o şanslı kadınlardan değilim.
Kadının gözleri tekrar dolmuştu. Sesinde kime yönlendireceğini bilemediği bir kızgınlık vardı.
Doktor uzun uzun bilimsel gerçeklerden, uygulanabilecek tedavi çeşitlerinden, anne olmak için umudunu yitirmemesinden bahsediyordu. Adam anlamaya çalışarak dinliyor olsa da, kadın söylenen hiçbir şeyi duymuyordu bile. Sadece çok kızgındı. Kime, neden kızdığını bilmiyor ama sıktığı dişlerini farkettiğinde duygularını daha net anlayabiliyordu.
Doktor ayağa kalkıp, odada yürümeye başladığında genç kadının dikkatini çekebilmişti. Gülümseyerek yanına geldi. Elini şefkatle omuzuna koyarak, o çok önemli soruyu sordu.
- Mucizelere inanır mısın kızım?
- 6 kez tedavi olup sonuç alamamış birine mi soruyorsunuz bu soruyu.
- Bak kızım, çok uzun yıllardır bu mesleği yapıyorum ve o kadar çok mucizeye tanık oldum ki, inanamazsın. Sana şimdi, genç bir doktor olduğum yıllarda başıma gelen bir olayı anlatacağım. O günden sonra, hayatta her şeyin mümkün olabileceğine inandım. Bu durum, yaptığım mesleği daha da heyecanlı kılıyor, inan bana... Hayatta bazı şeyleri anlayabilmemiz çok zordur. Bazen, tanık olduğumuz şeylerin mucize olduğunu anlayabiliriz. Bazen de mucizeler gerçekleşirken, biz henüz fark etmemiş olabiliriz. Bu durum, mucizenin gerçekleşmediği değil, fark edilmediği anlamına gelir.
Yaşlı doktor sevgi dolu gülümsedi.
- Biraz karışık oldu sanırım. En iyisi, en başından anlatmak...
"Uzun yıllar önceydi. 13 yıllık doktordum. Sıradan bir sabaha ve sıradan iş gününe uyandığımı düşünüyordum. Muayenehaneme gittim. Her zamanki gibi beyaz önlüğümü giydim, günlük randevu programını gözden geçirdim. Sekreterimin her gün, ben geldikten 10 dakika sonra getirdiği taze demlenmiş çayımı içmeye başladım. Bu sıradan iş gününü, sıradışı yapacak hastam kapıda belirmişti. Meslek hayatımda da, yaşamımda da hiç unutamayacağım ve bana çok şey öğretecek olan günler başlıyordu. Ben sadece farkında değildim. Kadını içeri buyur ettim. Masamın karşısında duran sandalyeye oturdu. O kadar ürkek ve korkan gözlerle bana bakıyordu ki, öncelikle onu sakinleştirmem gerek diye düşündüm. Sormam gereken rutin soruları, yakın bir arkadaşımla konuşuyormuşcasına yöneltmeye başladım. Giderek daha da rahatladığını fark ettim.
Zayıflıktan çökmüş esmer yüzünün büyük bir bölümünü kaplayan simsiyah kocaman gözleriyle bana bakıyordu. Üzerindeki kahverengi çiçek desenli entarisi, çok kullanılmaktan belli ki yıpranmış ve rengi solmuştu. Bu karanlık gözlerde yine de görebildiğim zayıf ışık, bana sanki bir kurtarıcıymışım gibi bakıyor olmasından kaynaklanıyordu.
Hayatımın en önemli derslerinden birini verecek olan bu kadının iri gözlerinde gördüklerim beni, yaşamak üzere olduğum olaylardan sonra, mucizelere inandıracaktı. Anlatmaya başladı. En ince detaylarına kadar anlattı yaşadıklarını. Her şeyi en iyi şekilde anlamamı istiyordu. Anlaşılmak istiyordu. Yardım istiyordu. Randevusuna neden yalnız geldiğini düşündüm ama bu merakımdan kadına bahsetmedim. Sekretere iki çay getirmesini söyledim..."
Devam edecek...
- Posted using BlogPress from my iPad
Canim Heyyfim...biraz gozum dolarak okudum..Mucizeler her zaman vardir..evet.. yazinin devamini sabirsizlikla bekliyorum... sevgiler biraktim..
YanıtlaSilCanım Emel'im, kesinlikle var. Sadece fark edilmeyi bekliyorlar :)
SilBenden de sana kocaman sevgiler arkadaşım...
Yaaaa, olmadı ama, çok merak ettim:)
YanıtlaSil:)
SilBir sonraki yazı en kısa sürede gelecek :)
Sevgiler...
Merakla bekliyorum.
YanıtlaSil:)
SilTeşekkür ederim...
Sevgilerimle...
Yine ne güzel yazmışsın arkadaşım yaaa. En güzel yerinde kalmış ama. Doktorun anlatacağı olayı çok merak ediyorum :)
YanıtlaSilBeğenmene çok sevindim canım. Doktorun anlatacakları aslında hiç de yabancı olmadığımız şeyler :)
SilUmarım ikinci bölümünü de seversin :)
Verilen ve alınan dersi çok merak ediyorum prenses:) Ancak yaşamım boyunca biriktirdiklerimden yola çıkarak benim de iki çift sözüm olacak:)) Anne olmak, dokuz ay karnında taşımak, sancılarla çocuğa sahip olmak, yedirmek, içirmek, okutmaktan ibaret değil. Herhangi bir çocuğa, gülen ve sevecen gözlerle bakmak, her türlü hatasına rağmen bir çocuğu kabullenmek, sevgiye ihtiyacı olduğunda, kafasını sıcacık bir dokunuşla sevmek, ihtiyacı olduğunu söylemeden, istediğini anlayabilmek, kısacası, anne olmadan, anne sevecenliğine sahip olabilmektir. Kısacası anne olmanın yolu, maddesel değil, manevi bir yoldan geçiyor. Benim için, bu hassas duygulara sahip her kadın, Tanrı tarafından, annelik olgusu ile yüceltilmiş kadınlardır. Sizi seviyorum prenses.:)
YanıtlaSilNilgün'cüğüm, bu güzel ve çok anlamlı yorumun için teşekkür ederim canım.
SilBen de her kadının annelik duygusuyla doğduğuna inanırım. Kimi doğurarak, kimi de sahiplenerek bunu yaşar. Bu inancımı zaman zaman sorgulatan konu ise, bazı kadınların evrenin kendisine bahşettiği bu ayrıcalığa rağmen, doğurdukları bebekleri nasıl olupta sokaklara bırakıp, ölüme terk ettikleri... Bunu çözemiyorum işte...
Biz de seni seviyoruz canım Nilgün'üm... :)
ya amaa
YanıtlaSiltamam bekliyoruum.
akıcıydı böyle birden bitti
elinden oyuncağı alınan çocuk oldum :))
:)
SilÇok teşekkür ederim...
En kısa sürede devamını yayınlamayı ben de istiyorum :)
Sevgiler gönderiyorum...
Bence de... en kısa sürede devamını okumak için sabırsızlanıyorum...
YanıtlaSilyazabilmen için bol bol zaman dileklerimle :))
Çok teşekkür ederim arkadaşım :))
SilBu dileğin için özellikle amiinnn diyorum :))
Sevgiler canım...
Herhalde doktorun anlatmaya başladığı kadıncağız da çocuğu olmamasından yakınacak...mucize bu kadınla ilgili sanırım...benim rahmetli yengemin de çocuğu olmuyordu ama o yıllarda tıp şimdiki kadar ilerlememiş, gelişmemişti, tüp bebek vs. yoktu şimdi 60 yaşındaki kadına çocuk doğurtuyorlar! Yengemler de çok yakın akrabalarının bir bebeğini evlat edindiler ve mükemmel baktılar, çok düşkündü yengem kendi doğursa bu kadar bakardı derdin..öyle şımarttılar...ben çocuğu olmayan kadınlara öksüz, yetim bebek almalarını istiyorum..öyle olsa o yetimhanelerde zavallılar tecavüz, dayakla büyümezler sevgi dolu insanlar olarak büyürler....ama insanlar bencil ve korkak..ya kötü birinin çocuğuysa diye korkuyorlar almaya halbuki kişiliğin büyük kısmı yetiştirme ile alakalıymış genler ne olursa olsun...
YanıtlaSileline sağlık heyficim
sevgiler
Sevgili Müjde, sana katılıyorum. Çocuk sahibi olamayan insanların bebek alıp bakmaları ve yetiştirmeleri çok anlamlı ve saygı duyulası. Ama bunu yapmamış olan kişileri de korkak yada bencil olarak niteleyemiyorum. İnsan başına gelmeden hangi olay karşısında, nasıl tepki vereceğini bilemez. Sadece varsayımda bulunabilir. Biz eşimle birkaç kez gerekli yerlere başvurduk. Eşim ve benim aramda yaş farkı var biraz. İkimizin yaşının ortalamasını aldılar ve bize bebek veremeyeceklerini söylediler. Sanırım, çocuk büyüdüğünde bizim ona bakamayacak kadar yaşlı olmamızı gözönüne aldılar. İşleyiş böyleymiş Türkiye'de. En azında o dönem öyleydi. Şimdi değiştimi bilemiyorum tabi. Bize ancak 9-10 yaşlarında çocuk verebileceklerini söylediler. Ben buna hazır olamadığım için alamadık. Belki bu noktada yaptığım bencillikti. Artık vücudum da, yüreğim de o kadar yorulmuştu ki, yeni bir dönemi göze alamadım. Büyük çocuk alamadım yani. Sonuç olarak şunu anlatmak isterim: Başa gelmeden neye nasıl tepki vereceğimizi asla bilemeyiz :)
SilYorumun için çok teşekkür ederim canım...
Sana ve Bücürüğe sevgilerimi gönderiyorum...
ne kadar güzel anlatmışsın
YanıtlaSildevamını merakla bekliyorum
sen hep yaz
güzel kadın öptüm seni
Canım arkadaşım, çok teşekkür ederim.
SilBen de seni öpüyorum ve en kocamanından sevgilerimi gönderiyorum...
Canım Heyfim ne güzel bir konuya değinmişsin:( bunu yaşamış biri olarak o kadını çok iyi anlıyorum:( ama sabır çok önemli umudunu kaybetmemen lazım...Doktorun anlatacaklarını az çok tahmin ediyorum..Devamını sabırsızlıkla bekliyorum eline, yüreğini, kalemine sağlık canım arkadaşım:))öpüyorum kocaman:))) sevgiler
YanıtlaSilElif'ciğim, çok teşekkür ederim canım.
SilBen de seni öpüyorum ve tüm ailene sevgilerimi gönderiyorum arkadaşım...
Ay ama tam da yerinde bitti :(( sabirsizlikla ikinci bolumu bekliyorum ben. Allahim ne olur cocuk isteyen herkese nasip et diye dua ederim hep. Hepimiz farkli sekillerde imtihan oluyoruz bu hayatta.Ve evet hayatta mucizelerin de olduguna inanirim. Yillarca tedavi gorup cocugu olmadigi icin evlat edinen ailenin daha sonra biyolojik olarak da bebeklerinin olmasi gibi. Veya 20 yil tedavinin ardindan bebeklerine kavusan ailelerin olmasi gibi. Bunlar cevremdeki yasanilmis ornekler.Cincinnati'den sevgiler...
YanıtlaSilÇok haklısın. Mucizeler yanı başımızda sürekli. Bence çok istediği halde anne olamamak bile bir mucizenin eseri olabilir. Bunu bilemeyiz. Anne olamamak, belki de doğanın o kadını koruması için gerçekleştirdiği bir mucizedir. :)
SilBenden de Cincinati'ye kocaman sevgiler :)
Heyyfim merakla bekliyorum canım çay içerken neler olacak.
YanıtlaSilÇay içerken olacaklar aslında sürecin başlangıcı. :)
SilBaşak'cığım, sevgilerimi gönderiyorum sana canım...
Canım eminim bu duyguları yaşamış milyonlarca kadın var ve onların sıkıntılarına tercüman olman ve hislerini paylaşman fevkalade güzel. Öyle başarılı veriyorsun ki yazında yaşananları okurken gözlerimdeki yaşları sildiğimi farkettim. Herzaman söylüyorum seni okumak çok keyif veriyor bana, devamı için sabırsızlanıyorum...
YanıtlaSilCanım Öznur'um, çok teşekkür ederim.
SilDevamı yakında :)
Öpüyorum canım seni...
Çocuk isteyenler herkes umarım sahipolur.
YanıtlaSilAma birde evlatlarini haketmeyen anne ler babalar olmasa...hikaye nin sonunu merak ettim. Sevgiler.
Haklısın Özgür Tatlar... Çok acı gerçekten...
SilBen de sevgilerimi gönderiyorum...
Canım,
YanıtlaSilne güzel bir öyküye başlamışsın.Son zamanlar da sıkça duyduğumuz bir sorun. Burada önemli olan eşin o zarif davranışı. Böyle insanların olduğunu biliyorum o nedenle öyküde ki gözü yaşlı kişinin de mucizesinin gerçekleşeceğine inanıyorum. Merakla devamını bekliyorum.
Öykü okumaya sevdalı biri olarak öykülerini çok seviyorum.
Sevgiyle kal.
Birgül'cüğüm, çok teşekkür ederim canım. Bu tür durumlarda eşlerin desteği çok önemli gerçekten. Belki de en önemlisi...
SilSevgiler gönderiyorum canım...
duygularını dışa vuramayan birsürü yüreğe tercüman olmuşsunuz.yüreğinize sağlık.sevgiler
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim...
SilGerçekten bu sıkıntıları yaşayan çok kadın var... Zor bir süreç ne yazık ki...
Sevgiler gönderiyorum sana...
Güzel bir mucize bekleyerek, heyecan ve merakla diğer bölümde olacak gözüm. Sağlıklı ve huzurlu Pazarlar dilerim.
YanıtlaSilMehmet bey, çok teşekkür ederim...
SilBen de size mutlu ve huzurlu bir hafta dilerim :)
Sevgilerimle...
sevgili heyyfi'm bu bana çok yakın tanıdığım birinin başına gelen mucizeyi hatırlattı.. Senin anlatımından okumak çok daha güzel..kalemine sağlık..Devamını bekliyorum..Haydi ders çalışmaya başlamadan biraz daha okuyayım..:)
YanıtlaSilhaa bu arada seni ilk tanıdığımda, hakkında yazdıkların bana birşey hatırlattı, çok tanıdık gelen bir cümleyi demiştim ya yazdığım 'hatıraların ayak izleri' nin bu bölümde, ortak cümlemiz..
Sevgilerimle..
Vuslat'cığım, çok teşekkür ederim canım...
SilYaşananlar ortak olunca, kelimelere dökülüşü de aynı olabiliyor demek ki :)
Sevgiler canım...
Heyyfim mucizeyi senin kaleminden çarçabucak okumak istiyorum.
YanıtlaSilÖpüyorum yanacıklarından:)
:)
SilElif'ciğim, ara uzadı farkındayım :((
En kısa sürede yayında olacak :)
Öpüyorum seni benim tatlı ve becerikli terazim...
Ne kadar şanslısın ki böyle anlayışla davranan bir eşin var. Çoğu Türk erkeğinde olmayan bir özellik. Halbuki eşinin dediği gibi dünyanın sonu değil. Ve doktorun dediği gibi mucizelere açık bir durum. Deavmını merakla bekliyoruz.
YanıtlaSilTeşekkür ederim İlhan. Gerçekten bu konuda çok şanslıydım. Eşin anlayışlı olması çok önemli.
SilEn kısa sürede devamı gelecek :)
Sevgilerimi gönderiyorum...
Heyyfi ciğim, Allah herşeyin hayırlısını versin. filmlerde olsun hikayede olsun hep gönlümüzdeki mutlu sonları bekliyoruz değil mi? insanoğlunun içi güdüsüdür bu . ama müjdeninde dediği gibi evladı olmayanlar bir evlat edinerek ne kadar büyük bir iyilik edeceklerini de hep düşünsünler. o annesiz
YanıtlaSilBence de olan herşey hayrımızadır. Hayat tecrübelerimden bunu öğrendim. Yukarıda da dediğim gibi, bazı şeyler başa gelmeden, nasıl tepkiler vereceğimizi bilemeyiz.
SilGüzel yorumun için çok teşekkür ederim canım...
Sevgiler gönderiyorum...
merabaaaaaa :))))
YanıtlaSilMerhaba sevgili Deep :)
SilKitabın için tekrar tebrik ederim... Yolu açık olsun...
Sevgiler...
ay devamında ne oldu
YanıtlaSilyenı tskıpcınızım banada beklerım
Devamı yakında gelecek Bircan :))
SilSevgiler...
Merakla bekliyorum. Hayatta kimin ne yaşayacağı, kimlerden ne ders alacağı hiç bilinmiyor gerçekten.
YanıtlaSilÇok doğru gerçekten. Her an karşımıza çıkabilir ilham alabileceğimiz bir olay...
SilTeşekkür ederim ve sevgilerimi gönderiyorum...
aa siz kayboldunuz galiba. bissürü yazınızı okudum. nereye gittiniz kii :)
YanıtlaSil